Şiir serüvenim, bu şiirle başlamıştı. Yazdığım ilk şiirdir.
Hüznün Yaralı Kalbi
… ve hiç sebepsiz
idam edeceğim bir karıncayı
sema inim inim inlerken
gözlerimin altında
bir kuşu da babasız bırakacağım
zifirî karanlığın tam ortasında
ayak diriyorum Attar’a
ant içtim
mert olup yere inmedikçe
yola çıkarmayacağım
hiçbir uçarak nefes alanı
o can yollarına
“vâ hasretâ!”
olmadı bütün bunlar
ne karıncanın ipini gerebildim
ne de kuşları yere indirebildim
o, hep şunu söyledi: g i d e c e ğ i m
“o”na erişeceğim
herkes gitti oraya
bildim ki ben gidemeyeceğim
bunu o gece “güneş”e de söyledim
(Berceste dergisi, sayı 110, Ağustos, 2011)
Hüznün Yaralı Kalbi
… ve hiç sebepsiz
idam edeceğim bir karıncayı
sema inim inim inlerken
gözlerimin altında
bir kuşu da babasız bırakacağım
zifirî karanlığın tam ortasında
ayak diriyorum Attar’a
ant içtim
mert olup yere inmedikçe
yola çıkarmayacağım
hiçbir uçarak nefes alanı
o can yollarına
“vâ hasretâ!”
olmadı bütün bunlar
ne karıncanın ipini gerebildim
ne de kuşları yere indirebildim
o, hep şunu söyledi: g i d e c e ğ i m
“o”na erişeceğim
herkes gitti oraya
bildim ki ben gidemeyeceğim
bunu o gece “güneş”e de söyledim
(Berceste dergisi, sayı 110, Ağustos, 2011)
0 yorum:
Yorum Gönder